Gebelik ve Sigara

Doğum öncesinde anne karnında pasif sigara dumanına maruz kalma aktif içicilik gibi bebeğin sağlığını olumsuz etkilemektedir. Kendisi sigara içmeyen ve günde 7 saat ya da daha fazla pasif sigara dumanına maruz kalan gebelerde düşük doğum ağırlıklı bebek dünyaya getirme riski 2 kat fazladır.
Gebelikte annenin sigara içimi veya gebelerin yanında içilen sigara, anneden kan yoluyla, doğumdan sonra da süt ile bebeğe geçmektedir. Çalışmalarda sigaranın anne karnında solunum sisteminin yapısal oluşumunu ve işlevlerini kötü yönde etkilediği gösterilmiştir.

Sigaradaki nikotin kuvvetli damar büzücü özelliğinden dolayı anne rahmine temiz kan taşıyan kan damarlarında ve göbek kordonundaki bebeğe besin ve oksijen taşıyan damarlarda büzülmeye yol açar ve bebeğin gelişimi için gereken besin ve oksijen yeterli miktarda fetusa ulaşamaz. Kanla bebeğe geçen karbon monoksit fetal kan dolaşımında annede bulunandan %15 daha fazla bulunur kanda oksijenin yerine bağlanır, gelişmekte olan fetusun dokularına oksijen gitmesini azaltır. Bunun sonucunda bebek yeterli gelişemez, küçük kalır, doğum ağırlığı düşük ve boyu daha kısa olur. Anne düşük ya da erken doğum yapabilir. Sigara kullanan annelerin bebekleri genellikle 200-250 gram daha hafif ve 1 cm daha kısa doğar. Erken doğumların %14’ünden, tüm bebek ölümlerinin %10’undan gebelikte sigara içimi sorumludur.

Nikotin ve metabolitleri anne sütüne de geçer. Nikotinin anne hormonal sistemine veya direkt olarak göğüsleri besleyen kan akımlarına olan etkisi sonucu süt miktarı azalır ve genellikle sigara içen annelerin daha az sütü olur.

Annenin aktif olarak sigara içmesi veya pasif sigara maruziyeti sonunda kromozomlar zarar görmekte ve yenidoğanda bir takım doğumsal anomaliler oluşabilmektedir. Sigara içme, yarık damak-dudak ve kalp kapak hastalığı gibi bazı doğumsal anomalilerin artmasına neden olmaktadır.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı
​Dr. Sevin Karalar

Tags: